BİR BİLİM İNSANI - PARMAK İZİ
top of page

BİR BİLİM İNSANI - PARMAK İZİ


Hepimiz parmak izlerimizin birbirimizden farklı olduğunu biliyoruz. İzlediğimiz filmlerde, okuduğumuz haberlerde de gördüğümüz üzere cinayet, soygun v.b suçlarda, suçluyu tespit etmek için parmak izlerimizin farklı oluşundan yararlanılır. Peki ilk nasıl keşfedildi bu durum. Adamın biri mürekkebe daldırıp kağıda dokunduğunda “Aa bak benim parmak izim seninkinden farklı görünüyor” diyerek mi oldu? Cevabınız hayır mı? O zaman bu hikayeyi dikkatlice dinleyin.


Kahramanımız William Herschel. Kendisi bir devlet memuru. Bulunduğu köyde Rajyadhar Konai adındaki Hintli müteahhit ile bir yol yapımı anlaşması yapmıştı. Bir anlaşma imzalayacaktı. Ancak güvenilir ve karşı tarafa göz dağı verecek bir yöntem bulması gerekiyordu. Müteahhitten sözleşmenin arka tarafına sağ elinin iç kısmını mürekkebe batırdıktan sonra kâğıda bastırmasını istedi. Avucun içinin izi kağıdın arkasına çıkmıştı. William bu yöntemi bilerek yapmamıştı ve bu yöntemin ileride çığır açacağını bilmiyordu. Dediğim gibi amacı sadece göz dağı vermekti. Zamanla bu yöntemin ne kadar işe yaradığını gördü. Ve bir devlet memuru olarak bilime kendince bir şeyler katmıştı aslında. Bu yöntemi daha sonra yargıçlar da kullanmya başladı.

İleriki yıllarda İskoçyalı fizikçi Henry Faulds bu yöntemi daha da geliştirdi. Ve bakın Nature dergisine ne yazmış. “Eğer bir balçığa, cama, kağıda ya da herhangi bir şeyin üzerine parmak izleri alınırsa, bu, suçluların bulunmasında büyük ölçüde yardımcı olur. Ben, bu konuda iki deney yaptım ve çok başarılı sonuçlar aldım. Deneylerden birinde, şişenin üzerinde kalan yağlı parmak izleri, yasak bir ilacı kimin içtiğini ele verdi. İkinci olayda da beyaz badanalı bir duvara tırmanmaya çalışan bir adamın bıraktığı parmak izleri, kendisinin bulunmasını çok kolaylaştırdı.” Görüyorsunuz değil mi mürekkebe avuç izinden sonraki gelişme bi’ hayli hızlı olmuş.

Bu zamana kadarki gelişmelere sizlere aktardım. Şimdi ise gerçekte yaşanmış olayın suçlusunu bulmaya çalışalım. Her birinizin birer Sherlock Holmes gibi düşünmenizi istiyorum.

TARİH: 29.06.1982

YER: Buenos Aires’ de bir çiftlik evi

OLAY: Francisca Rojas adlı bir kadın, üstü başı kan içinde evinden çığlık çığlığa çıkıyor. İddasına göre saldırıya uğramış ve çocuğu öldürülmüştü. Kadın komşusu Velasquez’ i suçladı. Uzun zamandır kendisiyle evlenmek istediğini teklifi reddedince Velasquez’ in kendisini ve küçük çocuğu öldürdüğünü söyledi. Velasquez de iddiaları yalanladı ama hapse gönderildi.

Bu olayı dinliyorsunuz fakat daha sonra komşularından kadının başka bir adamla ilişkisi olduğunu öğreniyorsunuz. Kadınla adam arasında da çocuk olduğu için hep sorun çıktığını duyuyorsunuz. Adamı bulmaya çalışıyorsunuz fakat adam apar topar şehri terk etmiş. Bu durumda daha da şüpheleniyorsunuz. Fakat bir şeyleri ispat edemiyorsunuz.

Ardında olayın geçtiği yere geri dönüyorsunuz ve incelemeleriniz sırasında, kadının yaşadığı kulübenin kapısında bazı kanlı parmak izlerine rastlıyorsunuz. Sanırım düğümü çözmek için iyi bir fırsat yakaladınız. Kanlı bölgeyi kesip inceliyorsunuz ve kadından da parmak izi örneği almak aklınıza geliyor.

Sonuç: Kadının parmak izi ile kapıdan aldıklarınız örnekler aynı.

Gerçek kesitlerden uyarlanmış bu hikayede kadın parmak izinden sonra yapılan sorguda kadın cinayeti işlediğini itiraf ediyor. Kadın ömür boyu hapis cezasına mahkum ediliyor







4 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page